“Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin, senden öncekiler de böyleydi. Akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler.”
Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Bodrum’u en güzel anlatan satırlarıdır bunlar. Gerçekten de Bodrum farklı beğenilere sahip herkesi beyaz evleri, begonvilleri, sımsıcak güneşi ve turkuaz suları ile sarıp sarmalayan bir tutku yaratır.
İlginizi çekebilir: Ege İncisi Bodrum Otelleri
Bodrum’a bu kadar önem katan özelliklerinin başında kübik, beyaz, taş evleri gelir. Mavi çerçeveli, bahçe ve balkonlarını begonvillerin süslediği bu muhteşem evlerin tarihi, antik çağlara kadar uzanıyor. Batı Anadolu’nun Bodrum Yarımadası bölümünde yaşayan Lelegler Ege’nin en eski halkıydı. Lelegler’in en önemli özeliği kireçsiz ve harçsız evleriydi. Eski Yunan başta olmak üzere Bodrum’a yerleşen hiçbir medeniyet bu güzel evlerin izini silememiş ve özellikleri ile günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.
İlginizi çekebilir: Ege’nin Popüler Çocuğu Bodrum’un Tarihi Yönü
Şair Homeros’un “Ebedi mavilikler ülkesi” diye tanımladığı Bodrum’un turkuaz denizi bir başka güzeldir. Tüm koyları cezbeder insanı… Gündüz sıcacık güneşin ısıttığı sahillerde, turkuaz tonunun içinde dilerseniz şık plajlarda, dilerseniz doğanın tüm güzelliklerini cömertçe sergilediği koylarda vakit geçirebilirsiniz. M.Ö 3000 yılına uzanan geçmişinin yarattığı tarihsel ve kültürel zenginliğini keşfettikçe Bodrum’a hayranlığınız artar. Geceleri ise dar sokaklarını satıcıların ve müzik seslerinin renklendirdiği Bodrum bir başka güzeldir. Leziz Ege otlarının ve mezelerinin eşlik ettiği sofraların tadı başka hiçbir yerde yoktur. Dilerseniz sabahın ilk ışıklarına kadar hız kesmeyen dans ve eğlencenin tadını çıkarır, dilerseniz sevdiklerinizle deniz kıyısında sakin, sessiz bir yürüyüş yapabilirsiniz.