

“Tanrı dünyayı yaratırken şehre büyük bir lütuf verir. Karlovy Vary Vadisi’nin taşıdığı şifalı su, yeraltından aldığı mineralleri kutsal bir hediye gibi insanların hizmetine sunar ve kaybettiklerini tedavi ederek geri verir. Bu şifalı su, insan ile doğanın asla bitmeyecek uyumunu sağlar. Doğanın insana hiç karşılık beklemeden verdiği güzelliklerden sadece birisidir.”
İlginizi çekebilir: Kuzey Avrupa’nın En Zarif Kenti: Stockholm
Maden suları, olağanüstü anıtlar, yeşil parklar ve masalsı bir atmosfer ile dünyanın en ünlü kaplıca şehirlerinden biri olan Karlovy Vary’nin güzelliğinin gerçekliğine inanamayacaksınız.
Şehir, 14 yy.’da bir av gezisi sırasında Kutsal Roma İmparatoru IV. Karl’ın kaplıcaları tesadüf eseri keşfetmesi sonrasında kuruldu. Efsaneye göre ormanda avlanan IV. Karl, tam bir geyiği avlamak üzereyken, geyik kendini uçurumdan aşağıda bulunan sıcak su kaynağına atar. Böylece şehrin şifalı kaplıcalar keşfedilir. Karl önce bu sularla yaralı bacağını tedavi eder. Mucize tedavi sonrasında ise kaynağın etrafına şehir inşa edilmesini ister. Bu nedenle şehre “Karl’ın Banyosu” anlamına gelen Carlsbad adı verilir. 16. yy’da Karlovy Vary birçok soylu ve zengin ailenin ziyaret ettiği ve şifasından yararlandığı bir yer haline gelir. Kasabanın bir rüyayı andıran muhteşem mimarisinin büyük bölümü ise şehrin altın günlerini yaşadığı 18 ve 19. yy.’ın mirasıdır. Şehrin ünlü ziyaretçileri arasında Çar Peter, İmparator Franz Josef I, Beethoven, Wagner, Brahms, Tolstoy, Marx ve Mustafa Kemal Atatürk bulunur. 1918’de tedavi için gittiği bu küçük şehirde Atatürk, Carlsbad Plaza’da kalmış ve döndüğünde Yalova Termal’in inşaatının başlatılmasını istemiştir.
İlginizi çekebilir: Anadolu’da bir Avrupa Kenti; Eskişehir
Şehirde 12 tane sıcak su kaynağı bulunur. Rock Spring SkalniPramen, Geyser Collonade Vridlo, Lazne III ve Lazne I en bilinen su kaynaklarıdır. Bu 12 sıcak su kaynağından yassı porselen ibriklerle su içmek ise şehrin adetleri arasındadır… Kentin içinden geçen Teplá Nehri’nin 70 derecenin üstüne çıkan ve mineral açısından zengin kaplıca suları özellikle mide ve metabolizma rahatsızlıklarını tedavi eder. Şifalı su kaynaklarına, çok iyi korunmuş doğa ve resimsi mimarisi de eklenince Karlovy Vary dünyanın en çok turist çeken şehirler arasında ilk sıralarda yer almasına şaşmamak gerekir.
Otel ve Spa Binaları
Otel ve spa binalarıdır Karlovy Vary’yi gösterişli yapan. Birçoğu 18 ve 19. yy’da inşa edilen otellerin, şehrin olağanüstü güzelliğinde önemli payları vardır. Karlovy Vary’nin dünyaca ünlü otellerinden Astoria’yı gündüz gezilerinizde hayranlıkla izlersiniz. Otelin gece görüntüsü ise bir başka güzeldir. Otava, Tepla nehrini daha da cazibeli kılan otellerden biridir. Otava ve komşusu Patria otellerinin güzellikleri ise birbirini sarıp sarmalar. Tosca Hotel klasik barok ile günümüz mimari stillerinin harmanlandığı çok ender görünen bir harmoni yaratır. Sansouci Hotel ise bizim çocukluk masallarından aşina olduğumuz bir güzelliğe sahiptir. Ve modern görünümü yanında kaleleri ile kentin eşsiz mimari stiline göz kamaştırıcı etki yapan Bristol Hotel… Bu şehrin güzelliğine önemli katkı yapan binaları mutlaka ziyaret edin. Hatta şehirde mutlak kendinize zaman ayırarak kaplıca ve spa keyfini yaşayın.
St. Mary Magdalene Kilisesi
Orijinal bir gotik kilise olan St Mary Magdalene 14. yy’ın ikinci yarısında etrafında mezarlık çevrili olarak şehrin merkezinde, küçük bir tepede inşa edilmiştir. 1518 yılında Rönesans tarzında yenilendi. 18 yy.’da çok kötü durumda olan kilise aynı zamanda bazı yangınlardan da zarar gördü. Bu nedenle kilise yeniden inşa edildi ve temel taşı 27 Nisan 1733 tarihinde atıldı. Ünlü Çek mimar Kilian ignac tasarımına göre yüksek barok tarzda planlanan kilisenin inşaatı 1733 ve 1736 arasında devam etti. Kilisenin son taşı ise 1 Ekim 1736 tarihinde konuldu. Karlovy Vary’nin kalbi olarak bilinen kaplıca alanına çok yakın kilise sadece şehrin değil tüm Çek Cumhuriyeti’nin önemli anıtlarından biridir. İki muhteşem kule ile çevrilidir. Katedralin ana hatları şehrin ruhu ile tezat teşkil eder. Katedralin içi Barok sunağı, heykelleri ve süslemeleri ile etkileyici güzelliktedir. 2010 yılında bir Ulusal Kültür Anıtı olarak ilan edilmiştir. Ziyaret sırasında kilisenin gotik tarzı döneminden kalan ve içerisinde eski mezarlıktan kalan iskeletlerin bulunduğu mahzen mezarlar ise mutlaka görülecekler arasındadır.
St. Peter and Paul Kilisesi
Çok güzel dekore edilmiş Bizans tarzı Saint Peter ve Paul Ortodoks Kilisesi, mimar Gustav Widemann tasarımına göre 1893 – 1898 yılları arasında inşa edildi. Tasarımında Moskova yakınlarındaki Ostankino’da bulunan Bizans-eski Rus kilisesi tarzından esinlenildi. Kilisenin inşaatı için gerekli fonlar zengin Sırp ve Ruslar arasında toplanmıştır. Zengin bezemeli Bizans tarzı kilisenin, Yunan haçı ve beş altın kaplama kümbet şeklinde bir kat planı vardır. Kilisenin duvarlarını bol süs ve şekilsel duvar resimleri tamamlamaktadır. Kilisenin iç kısmında ressam Tyurin tarafından yapılan eserler göz alıcıdır.
Castle Tower
Orijinal gotik kale 1358 yılında Karlovy Vary’nin kurucusu IV. Karl tarafından yaptırıldı. Ancak 1604 yılında büyük bir yangında zarar gördü. 1608 yılında yangın gözetleme kulesi olarak kullanılmaya başladı. 1766 yılında başka bir yangında ise zarar gören kule, uzun süre şehre gelen önemli ziyaretçilerin trampetlerle karşılandığı kemerli galeri olarak kullanılmaya başlandı. Sonrasında yıllık kaplıca sezon açılışları kulesinde gerçekleştirilmeye başlandı. 1911 yılında kuleye Friedrich Ohmann tarafından tasarlanan asansör eklenmiştir. Bugün Castle Tower şık bir restoran ve “Na ochozu” galerisine ev sahipliği yapmaktadır.
Karlovy Vary Museum
Bugün Karlovy Müzesi spa, tarih ve mimari konularında bilgi ve araştırma merkezi olarak hizmet vermektedir. Müze, şehirde banyolarla tedavi, geleneksel cam ve porselen üretimi, kalay üretimi, yerel etnografya ile ilgili önemli örneklere sahiptir. Ayrıca arkeolojik araştırma ile Karlovy Vary spa ve mimari anıtlar için dokümantasyon merkezi olarak çalışmaktadır.
Karl Marx Heykeli
Alman filozof, politik düşünür ve devrimci Karl Marx’a adanmış anıt, Çek heykeltraş Karel Kunes’in eseridir. Heykel 1988 yılında Zámecký Vrch Rus Konsolosluğu’nun (Kale Tepesi) karşısındaki parkta kuruldu. Heykel 1874, 1875 ve 1876 yılında şehrin kaplıcalarından yararlanan Marx’ın anısına yapılmıştır. Marcel Šulc anıtın mimari tasarım üzerinde çalıştı.
Anıtı cilalı granit paneller üzerine yapılmış büyük bir prizmatik kaide ve onun üzerine yerleştirilen Karl Marx’ın oturur pozisyondaki bronz heykeli oluşturmaktadır.
IV. Karl Sütunu
Şehrin kurucusu Kutsal Roma İmparatoru ve Bohemya Kralı IV Karl’ın anısına Jean De Carro Parkı’nda 1858 yılında yapıldı. Sütun Prag’daki Charles Köprüsü üzerinde bir grup heykeli yapan sanatçı Josef Max’ın eseridir. Sütunun açılışı Karlovy Vary şehrinin kuruluşunun 500. yıldönümü olan 13 Eylül’de 1858 tarihinde gerçekleştirildi. IV. Karl’ın dökme demir heykeli, sütunun üzerinde yer alır. Sütun ve heykelin yer aldığı kaide de ise “Minnettar şehrinden kurucusuna” yazılıdır.